Видео

Üstad, size ilk kez rastledım. Bu konuları böyle yudum yudum anlatışınızı çok beğendim. “Bir sonraki videoda” dediğiniz konuları da anlatışınızı bekleyeceğim. Teşekkürler.

Yazık ediyorsunuz bu ülkenin genç potansiyeline. Kendi sözleri ortada adamın eserlerinde. Gazali tek başına nasıl bitirecek; burada tartışılan onun zihniyeti. Al adamın kendi sözleri; "Dünyevi bilimler, dini bilimlere hizmet ettiği ölçüde değerlidir." "Gerçek bilgi, kalbin Allah'ı doğrudan tecrübe etmesiyle elde edilir." "Matematik ve mantık gibi bilimler zararsız olabilir, ancak metafizik ve doğa bilimleri insanı dinden uzaklaştırabilir." "Hakikat, akıl yürütmeyle değil, kalp gözüyle görülür." Bu anlayış eleştiriliyor. Yazık ediyorsunuz bu gençlere. Bu anlayıştan bilim - felsefe çıkar mı? İşimiz Gazali'ye mi kaldı?

1-Üstadım, sorulabilecek en zor soruyu sormuşsun.Ne yapacağız şimdi? Bu sonsuzca zor soruyu, acaba makul biçimde nasıl yanıtlayabiliriz? Şimdiden kan-ter içinde kalmaya başladım gerçekten :) 2-Belki, şu ilk soruyla başlasam, bize temel bir REFERANS NOKTASI olabilir : Acaba ''evren hiçlikten kendiliğinden ortaya çıkmıştır'' şeklinde bir TÜMCE kurabilir miyiz? : Hayır kuramayız, zira KENDİLİĞİNDEN OLUŞMAK ibaresi, kendi içinde külliyen çelişkili bir ifadedir, yani tam bir MANTIK PARADOKSU´dur. Neden? : 3-Zira, KENDİLİĞİNDEN kavramı, adı üstünde, bir kendilik bildirir, dolayısıyle de, kendiliğindenlik kavramı, zorunlu biçimde MUTLAKLIK VE SONSUZLUK bildirir. 4-O halde, birşey hem kendiliğinden(=mutlak ve sonsuz), hem de sonradan ortaya çıkan(=sonlu) olamaz, dolayısıyle, hiçbirşey kendiliğinden HİÇLİK´ten çıkamaz, bu birinci nokta. 5-Ayrıca HİÇLİK kavramını VARLIK ile ilişkilendirmek te, bizatihi MANTIKSAL BİR PARADOKS´tur, zira MUTLAK BİR HİÇLİK, mutlaklığından ötürü, hiçbir varlığa DAYANAK(=kaynak) olamaz, bu ikinci nokta. 6-Tüm bu objektif tespitlerden sonra geriye tek bir seçenek kalır : Varlık(=evren), ancak ve ancak KENDİLİĞİNDEN OLAN BİR VARLIK, yani bir TANRI tarafından yaratılan olmak zorundadır, bu üçüncü nokta. 7-Tam bu noktada, en temel soruyu sormak durumundayız : Eğer Tanrı mutlak ve sonsuz bir VARLIK ise, mutlak HİÇLİK nerededir? : Tanrı´nın mutlak sonsuzluğundan dolayı, maalesef HİÇLİK´e yer kalmıyor, bu dördüncü nokta. 8-O halde, Tanrı evreni nerede yaratıyor? : Akılsal ve mantıksal tutarlılık gereği, Tanrı´nın mutlak sonsuzluğu dışında bir alan olmadığı için, Tanrı evreni, kendi soyut ve izafi ilm-i hayalinde yaratıyor olmalıdır, dolayısıyle, Tanrı´nın evrene(=mahlukata) ilişkin ilmi, mutlak bir ilim olamayacağı için, O´nun mutlaklığına nispetle, yarattığı evren, esasen HAYALİ/DÜŞSEL BİR EVREN´dir, yani GERÇEKLEŞEN/HAK OLAN DÜŞSEL BİR EVREN´dir, bu beşinci nokta. 9-Dolayısıyle, tabiri caizse, Tanrı evreni(=varlığı) HİÇLİK´ten değil, ama tam tersine, HİÇLİĞİ(=evreni=Tanrı olmayanı) kendi izafi ve hayali ilminden yaratıyor, zira evrenin izafi varlığı, Tanrı´nın mutlak varlığına nispetle YOK(=HİÇLİK) HÜKMÜNDEDİR, bu altıncı nokta. 10-Sonuç olarak, HİÇLİK dediğimiz şey, esasta, Tanrı´nın kendi zatına ilişkin, ezeli-ebedi mutlak ilminden gayrı olarak, Tanrı´nın mutlak olmayan mahlukata ilişkin HAYALDE YARATILAN İLMİ´nden başka birşey değildir, naçizane bana göre, velhasılı kelam.Sağlıcakla ve dua ile :)

canı canana kurban eyleyen gelsin bu meydana tasavvufun olayı budur yani uzatmanıza gerek yok tartışmanızada gerek yok sen canı canana bir kurban et ilk önce agzınla değil ama ölmeden önce öl bakalım yerse tabi

1-Bu konuda fazla birşey söyleyemem ama genel olarak ve kısaca şunları söylesem, herhalde pek aykırı olmaz : Aslında, iyi, kötü, doğru, yanlış, takva, fücur ve ahlak gibi kavramların vurulacağı referans kavram, olsa olsa, HAK kavramı olabilir. 2-Dolayısıyle, HAK kavramı, varlıkların doğal ve fıtri ontolojik DEĞERLERİ, yani ontolojik işlevsellikleri ya da İŞLEVSEL DEĞERLERİ ile ilgili bir kavramdır. 3-O nedenle, DEĞER kavramı, dolayısıyle HAK kavramı, dolayısıyle AHLAK kavramı, esasen, ontolojik tüm açıları kapsar ve bu nedenle, tüm bilimleri, şu veya bu açıdan kapsar, diye düşünmekteyim, çünkü AHLAKIN nasıl olması gerektiğini HAK kavramı, hak´kın ne olduğunu ve ne olması gerektiğini DEĞER kavramı, değer kavramının ne olduğunu da, Rabbimizin varoluşa katıştırdığı tüm FITRİ İŞLEVSELLİKLER ya da FITRAT YASALARI belirler. 4-O halde, AHLAK dediğimiz şey, nesnel yanından ötürü(=bilimlerle ilgili yanından ötürü), soyut biçimde salt TANRISAL BİR ŞEYDİR diyemeyiz ama yarattığı varlıkların ontolojik tüm açılarını ve işlevlerini, dolayısıyle herbirşeyin ontolojik hakkını hakkı ile gören ve bilen TANRI olduğu için, iyi ve kötü tanımları üzerinden ve dolaylı olarak, AHLAK İLKELERİ´nin tanıtıcısı, tanımlayıcısı ve emredicisi sadece TANRI olabilir, zira herşeyin mülkü O´nun elindedir, dolayısıyle, mülkü ile ilgili ahlaki ilkeleri belirleme hakkı da, doğrudan Tanrı´ya aittir, diye düşünürüm velhasılı kelam.Sağlıcakla ve dua ile :)

Ilginç ve zorlayıcü

Konuyu aciklayici harika bir video olmus, ayni zamanda twitter'daki "Tanri saat kac sorusunu bilebilir mi?" konusuna da aciklik getirmis, agziniza saglik, devamini bekleriz. Soru; biz hep insan zaviyesinden bakiyoruz, hangisi dogru olursa olsun, Allah bu durumdan etkilenmek zorunda mi? Yani A teorisi dogru olsa bile bu durum Allah in gelecegi bilmemesini gerektirir mi? Bu durumda Allah kendi gelecegini de bilmiyor olmaz mi? ve bu durumda Allah in ebedi olma sifatina aykiri degil mi?

Big bange daha çok keşisen nokta, yer ve göğün bitişik olması ve Allah tarafindan ayrılmasıyla alakalı ayettir..Enbiya 30..

Taklid edilemezlik iddia edllir tabiri güzel değil, taklid edilemezlik ilan edilir demek gerekir..

Kurani herkes anlar ama alim oldukça manalar derinleşir sonra bir bakarsın manalar ,şifalar ,himetler sonsuz olur..elhamdülillah

Mümin suresi 66.ayet, NİSA suresi 116 ve 117. ayetler, EN'AM suresi 136.ayet Zümer suresi 3.ayet NECM suresi 19-20-21-22-23 . ayetler ANKEBUT suresi 17 ve 25. ayetler SAFFAT suresi 125 ve 126. ayetler NAHL suresi 20. ayet Yukarıdaki ayetler Allahın aslında bir put olduğunu apaçık gösteriyor. Mindünillah kelimesinin anlamı "ALLAHTAN BAŞKA" dır. Ama Din elden gitmesin diye çırpınan sahte hocalar bu kelimeyi çevirirken kıvırdıkça kıvırıyorlar. "EL" eski mezopotamya coğrafyasında tanrı anlamına gelmektedir. Allah kelimesinin ilk okunuşu EL-İLAH tan gelir zamanla ellah a çevrilmiştir. kurana da Allah olarak geçmiştir. 3 tane de kızı vardır. LAT-MENAT-UZZA adında. Kuranda putlara inanmayınız derken bu 3 kızdan bahsedilmiştir özellikle. Nisa suresi 117. ayette bunu apaçık görüyorsunuz. Lütfen masum,sorgulamayan insanların duyguları ile oynamayın. Daha detay isteyene yardımcı olabilirim.

Celal Şengör kendisine çok yazık ediyor

Bebek evrenlere dair kuramlara bakın. Sonsuz hiçbir şey olamaz gibi bir iddiada bulundunuz. Saymayla bunun imkansızlığını kanıtladığınızı düşündünüz. O halde tanrının sonlu mu olduğunu düşünüyorsunuz. Her şeyin bir nedeni olmalı o halde tanrının da mı nedeni olmalı. Oraya kadar gidip gerisini bilmiyoruz demekle başlangıcı tam olarak bilmiyoruz demenin farkı ne. Teşekkürler. İyi çalışmalar🙏

Enis Bey, videonuzu çok dikkatli dinleyip analiz ettim. Sizde videonun sonlarına doğru, blok evren teorisine inandığınızı ve bence videonun en önemli kısmında ikinci yarıda devam edelim diyerek "BLOK EVRENDE ÖZGÜR İRADEDEN BAHSEDEBİLİR MİYİZ?" konusuna giriş yaptınız. Secde suresi 21. ayet bağlamında ikinci videonuzu sabırsızlıkla bekliyor olacağım. Selam ederim.

Söyledikleriniz benim son zamanlardaki motivasyonumu çok yansıtıyor. Kuran ayetlerine bilimsel deliller ararken, kendimi daha önce ilgi duymadığım şekilde fiziğe, astronomiye, felsefe, arkeoloji ve biyolojiye ilgi duyarken buldum. Bu konularda merakımı gidermede ve sorularımı cevaplamada sizin videolarınız da çok yardımcı oldu. İnsanların neden dini motivasyonla bilme yöneldiklerini anlayabiliyorum. Umarım öğrendiklerimizle Yaratıcımızı elimizden geldiğince takdir edebiliriz.

Hz Allah zaten hariçte olan yegane Varlıktır ..

Bir çok videonu izledim, seni ciddiye alayım mı diyordum, sende aynı taraftaymışsın meğer. 99 doğru söyleyip asıl amaç olan 1 yanlışı milletin kafasına zerk etmek, klasik siyonist taktiği. Daha önceki videolarında izlediklerim 99 doğruyu bu izlediğim video ise 1 yanlış olan senin gerçek yüzünü ve hakikatini gösterdi. Seni bundan sonra ciddiye alamayacağım. Arkadaşlar, bilmeniz gerekir ki Siyonizm'in tek düşmanı islamdır, diğer dinlerde Siyonizm'e karşı duruş sergileyecek fikir ve eylemleri yoktur. Direkt Kuran ile savaşarak bir baarı elde edemeyeceğini anlayan Siyonistler, İlamı içeriden kuşatmaya çalışmaktadırlar. Bunun için Şia'yı kullanmaktadır. Finansör ve gizli perde deŞia, elini uzatan Şia ve cebini dolduran Youteber kılıkli ilahiyatçılar, felsefeciler... Çok dikkat edilmesi gerekir. Evrim bir Siyonizm projesidir, tam karşısında Islam vardır. Tesadüf diye de bir şey yoktur, tevafuk vardır ve ikisinin arasında koskoca iman vardır. İman ile küfrün arasında savaş devam etmektedir.

Cemre baskın genel, büyük kitleler tarafından benimsenmiş kabul görmüş olan tasavvufu konuşmak istemesinde ve bunda diretmesinde ne gibi hata var kavrayabilmiş değilim, maruz kaldığımız, bize dayatılan, çevremizde sıkça inanılan bu çünkü....

Spinoza :)

Allah'ın zamandan münezzeh olduğunu unutmamak gerekir, soruyu doğru sormak için

Oyle bjr soru ortaya atti gitti ki Simdi 1 ay dusun dur

Hocam, farz edelim ki, işkence içinde olduğum bir an var. O an b teorisinde sonsuzca( ve ya çok uzun süre) yaşanıyor mu?

1-Evrenin nasıl ortaya çıktığı hususunda, Tanrı´ya iman eden biri öncelikle Tanrı´nın bu hususta söylediği sözü BAZ alır, almak durumundadır. Ve Rabbimiz bu konuda mealen ne diyor? : ''İNKAR EDENLER BİLMİYORLAR MI Kİ, YERLER VE GÖKLER BİTİŞİKTİ, SONRA BİZ ONLARI AYIRDIK''. 2-Bu ayette Yaradan´ımızın verdiği temel bilgi, önce yerlerin ve göklerin bitişikliği bilgisi ve sonra onların ayrıştırılması bilgisi.Dolayısıyle, bilimsel gözlemlerin evrenin oluşumu hakkındaki açıklamaları ya da tezleri ne olursa olsun, Rabbimizin verdiği ipucu bilgisi değişmez, yani bilimsel olarak ta, YER-GÖK BİTİŞİKLİĞİ VE AYRIŞMASI DURUMLARI yalanlanamaz ve yanlışlanamaz, sadece açıklama biçimleri değişebilir, dolayısıyle ne BIG-BANG´in yanlışlanması ve ne de bir başka TEORİNİN yanlışlanması, Rabbimizin verdiği temel bilgiyi yanlışlayamaz. 3-Gelelim şu evrenin EZELİ olup olmadığı meselesine.Ezelilik ve ebedilik sadece yaratana has olabilir, dolayısıyle Yaradan´ın ezelden ebede yaratıyor olması imkansızdır, aksi halde Yaradan ile yaratılanı ezelilik ve ebedilikte EŞİTLEMİŞ(=şirk koşmuş) oluruz. 4-Dolayısıyle, Tanrı´nın yaratıkları ezelde ve ebedde biliyor olması(=Tanrı´nın yaratıklarına ilişkin ilmi), Tanrı´nın kendi zatına ilişkin mutlak ilmi yanında, ikincil, tali, izafi ve hayali bilgidir, dolayısıyle YOK HÜKMÜNDEDİR, taa ki Tanrı yaratana kadar. 5-Dolayısıyle, Tanrı´nın mahlukatı yaratma eylemi MÜMKÜN bir eylemdir fakat ZORUNLU bir eylem değildir, o nedenle, Tanrı´nın yaratma eylemini ZAMAN ya da ve daha doğrusu EZELİLİK-EBEDİLİK bağlamında ve açısından değil fakat ZORUNLULUK-MÜMKÜNLÜK bağlamında ve açısından analiz etmelidir. 6-Dolayısıyle, akılsal ve mantıksal tutarlılık bağlamında, ''ZORUNLU VARLIK ezeli-ebedidir(=uzay-zaman dışıdır), MÜMKÜN VARLIK sonludur(=uzay-zamana tabidir)'' zorunlu önermesine varırız.Yani, Tanrı´nın mümkün varlığı yaratma eylemi MÜMKÜN bir eylem olduğu için, Tanrı´nın yaratma eylemine asla ezelilik ve ebedilik niteliklerini izafe edemeyiz, fakat ve sadece mümkün varlığın(=mahlukatın) başlamasından ve sonlanmasından söz edebiliriz, velhasılı kelam.Sağlıcakla ve dua ile :)

Ey mustafa Öztürk islam dini akıl mantık dini değildir diyen ferid vecdilere örtülü kâfirlere benzeme..senden kat be zekasını ispatlayan ibn Rüşd din ve bilim süt kardeşidir derken senin üstü kapalı din akılsızların olsun demen ne kadar zekice

Celâl Şengör: "Dünya daha önceden üç defa tufan yaşamış. Nuh tufanı diye birşey yok." Jeolojik araştırmalarda bulunan tufan izlerinden birinde Hz. Nuh'un imzası olmayınca Nuh tufanı olmuyor galiba.

Enis doko, sürekli aynı şeyleri söylüyor. Malesef çok büyük zaman kaybı. Hangi örnek gelirse gelsin "bunlar kötü örnek" diyor.

Zamanın B ve C teorisi; bir inançsızın özgür irade konusunda, bir inançlının ise Allah'ın dışında kimsenin gaybı bilemeyeceği konusunda sahip oldukları görüşlerini gözden geçirmek zorunda bırakıyor gibi. Doğru mu anladım bilmiyorum. Gelecek şimdi kadar gerçek ise bir inançsız özgür iradenin varlığını nasıl savunacak? Dindar, Allah'ın ilmiyle nasıl karar vereceğimizi bildiği ve ona göre zamana ayar çektiğini söyleyebilir ancak bu durumda da Allah'ın dışında kimsenin gaybı bilememesiyle ilgili açıklama yapmalı. Mesela karadeliğe düşmekte olan bir astronot hayal edelim ve karadelikte zaman farklı akacağı için arkadaşlarının olduğu uzay mekiğinin x sebepten ötürü patlayacağını gözlemlemiş olsun. Bu durumda karadeliğe düşen astronot, mekikteki arkadaşları için mekikteki arkadaşlarına göre gaybı bilmiş olmaz mı? Eğer bir şekilde iletişime geçebilecek olsalar ve mekiktekilere aracın patlayacağını haber verecek olsa "gaybten haber vermiş" olmaz mı? Ayrıca bu teoriler zaman içerisinde yolculuğu mümkün kılar. Gelecek şimdi kadar gerçek ise *!!FRINGE SPOILER!!* henüz Fringe dizisindeki gözcülerin gelişi gibi bir olay yaşamamış olduğumuz için şanslıyız 😁. B ve C teorisine göre zaman yolcuları olmalıydı. Hatta insan değil miyiz? Zaman yolculuğu turizmi yapılırdı para kazanmak amacıyla 😅

Enis Hocam Allah aşkına sizin belirttiğiniz şekildei bir tasavvuf nerede var? Sizin belirttiğiniz şey tasavvuf değil, İslam'ın kendisi. Madem şeyhin olması tasavvufta İlla lazım değil, sizin gibi bir insan niye Halveti şeyhine bağlanır? Sizin belirttiğiniz şekilde bir tasavvuf ancak teoride mümkün. Bunlarla tarikatları ve tasavvufu aklamak mümkün değil ama sanki sizin çabanız bir şekilde tarikatları ve tasavvufu aklamak gibi görünüyor.

Cemre sandım sizi...

Güzel hikayelerin , mitlerin , mitolojilerin dilden dile , kültürden kültüre aktarıldığını bilmek için alim olmaya gerek yok. Mitolojideki şeylere nasıl inanmıyorsak bütün hayvanların bir gemiye ikişer ikişer alındığı nuh tufanı mitine inanmamız da beklenemez. Ayrıca bu geçmişte yaşanan doğa üstü olaylar , peygamberler niçin şu an yoklar ??? Bizim bu çağda yaşıyor olmamızı mı cezalandırıyor tanrı . Oysa muhammed ile isa arasında 500 sene var . Ama 1500 yıldır sular durgun =) Kimse gelip gitmiyor. Bir avuç insanın ezberleyip yazdığı , üzerine her halife döneminde kopyaları yakılıp tekrar tekrar yazılmış bir kitaba inanmamızı mı bekliyor yaratan ?? Üstelik 1500 yıl öncesinin kültürünü ve yaşayışını bize dayatmaya çalışan bir kitaba ?? Kendinizi kandırıyorsunuz hocam maalesef. Çok zeki , bilgili ve saygılı biri olduğunuz için ve konuları bilimsel açıdan da ele aldığınız için sizi takip ediyorum ama daha ikna olduğum bir argüman olmadı .

Boş konuşma yaaa yakup deniz deamnd tema gibi insanlar daha iyi anlatıyor onlar çözmüş siz sadece boş hayallere bakıyorsunuz elinizde tek bir kaynak yok kuranı Türkçe okuduğun zaman. Zaten deist olursunnnn ortada gerçek kuran bile yok Osman zamanında toplanmış ve Osman zamanında olmanın kitabı bile yok yakup deniz Diamond tema gibi insanlar oldukça bu karanlık cokecektirrr.....

Hocam zamanın B Teorisi ve Leibnizci Kozmolojik Argümanını kullanarak bir Kozmolojik Argüman öneriniz var mı?

1-Esasında, yüce Rabbimiz, bana göre, BIG-BANG´ten önce neyin olduğunu çok açık biçimde bildirmektedir, mealen : ''İNKAR EDENLER BİLMİYORLAR MI Kİ, YERLER VE GÖKLER BİTİŞİKTİ, SONRA BİZ ONLARI AYIRDIK''. 2-Dolayısıyle, bu ayet bağlamında, BIG-BANG anı, Rabbimiz´in BİTİŞİK YER VE GÖKLERİ ayırmaya başladığı AN´dır, dolayısıyle, big-bang öncesinde YERLERİN VE GÖKLERİN BİTİŞİKLİĞİ DURUMU vardı, zira big-bang´in (=ayırmanın) olabilmesi için, ondan önce, BİTİŞİKLİĞİN olması gerekir. 3-Peki, YERLERİN VE GÖKLERİN BİTİŞİKLİĞİ ne anlama gelir? : Naçizane bana göre, yerlerin ve göklerin bitişikliği durumu, esasen, KARŞITLARIN BİTİŞİKLİĞİ(=karşıt kutupların bitişikliği) anlamına gelir. 4-Peki KARŞITLARIN BİTİŞİKLİĞİ ne demektir? : Naçizane bana göre, karşıtların kendi yerlerinde olmayıp, karşıt kutuplarda olması, yani yerlerin göklerin olduğu yerde, göklerin de yerlerin olduğu yerde olması demektir, ki bu da, bana göre TEKİLLİK DURUMU´dur. 5-Dolayısıyle de, TEKİLLİK DURUMU teklik durumu olmayıp, aksine SIFIR DURUMU´dur, zira yerler kendi yerini terkedip boşaltmıştır(=sıfırlamıştır), keza gökler de kendi yerini terkedip boşaltmıştır(=sıfırlamıştır), ki bu da, son tahlilde, big-bang öncesindeki tekillik durumunun bir HİÇLİK değil fakat bir BOŞLUK, daha doğrusu DOLULUĞUN BOŞLUKTA DÜĞÜMLÜ olması durumudur. 6-O nedenle, BIG-BANG dediğimiz şey, aslında, KÖR DÜĞÜM(=tekillik=sıfır) halindeki yer ve göklerin ÇÖZÜLMEYE BAŞLAMASI ANI´dır, yani Tanrı tarafından çözülmeye başlatılması anıdır. 7-Dolayısıyle, naçizane bana göre, BIG-BANG anı YARATILIŞ ANI değildir, fakat daha önce yaratılmış yer-gök bitişikliğinin(=tekilliğin) GENİŞLEMEYE BAŞLAMA ANIDIR.Yani evren HİÇLİKTEN değil, fakat big-bang öncesi yaratılmış TEKİLLİKTEN(=karşıtların bitişikliğinden=boşluktan=boşluğun ödünç verilen titreşiminden) gelmektedir(=türemektedir), daha doğrusu Tanrı tarafından getirilmektedir(=türetilmektedir), velhasılı kelam.Sağlıcakla ve dua ile :)

Zaman akıp gider durulmadan Ne sual ne cevap bulunmadan Biz onun içinde yitip kahroluruz Bize yaşamak yok yorulmadan Bize yaşamak yok yorulmadan Bilirim hayatın güzelliğini Bilirim sevenin ne çektiğini Dertler bizim için, sevmek bizim için İşte gelde yaşa kahrolmadan Kimi aşktan yorgun, kimide hayattan Kimi feryat ediyor aşksız yaşamaktan Ben ömür yolunu koşarak geçerken Gönlümde hâl kalmadı seni aramaktan Gönül yorgun düştü seni aramaktan Gönlüm yorgun düştü seni aramaktan Ümit bekleyişdir hasret aramak Sevmek bulanık bir denize dalmak Kader tüm hayatın olaylar zinciri En büyük gerçekse olup olmamak En büyük gerçekse olup olmamak Aşkınla anladım varolduğumu Sen öğrettin benim ben olduğumu Sevmek bizim için, dertler bizim için Herkes duysun sana kul olduğumu Kimi aşktan yorgun kimide hayattan Kimi feryat ediyor aşksız yaşamaktan Ben ömür yolunu koşarak geçerken Gönlümde hâl kalmadı seni aramaktan Gönlüm yorgun düştü seni aramaktan Gönül yorgun düştü seni aramaktan Kaynak: Musixmatch Besteciler: Orhan Gencebay Hocam dinleyin bu şarkıyı.

1-Aslında, naçizane bana göre, genel anlamda bu sorunun yanıtı çok açık, şöyle ki : 2-Yaradan´ın en temel niteliği EZELİ-EBEDİ(=başlamasız ve bitmesiz) oluşudur, dolayısıyle Tanrı, kesiksiz ve kesirsiz(=ölçüm-dışı) bir varlıktır. 3-Dolayısıyle, Tanrı´nın yarattığı evren, zorunlu olarak BAŞLAMALI-SONLANMALI(=kesikli ve kesirli=ölçüme dayalı) olmak durumundadır, aksi halde Yaratan ile yaratılan aynı şey olmuş olur, haşa. 4-Bu nedenlerle, Tanrı´nın ezeli-ebedi varlığı SÜREÇLİLİK DIŞIDIR, buna mukabil, mahlukat SÜREÇLİLİK olmak zorundadır. 5-O halde, Rabbimiz´in mealen ''O, YERLERİ VE GÖĞÜ 6 GÜNDE YARATTI'' ayetindeki 6 GÜNDE ibaresi, hernasıl yorumlanırsa yorumlansın, sonuçta hepsinin ortak noktası, BİR SÜRECİ bildiriyor olmasıdır, ki bu da, Yaratan ile yaratılan arasındaki FARK´ın ontolojik somut GÖSTERGESİ´dir, zaten bu nedenle Rabbimiz, kendi yarattığı evreni bir sürece tabi tutarak, bizzat kendisi, kendi yarattığı evreni kendisine şirk koşmaz, dolayısıyle de, kimsenin yaratılanı kendisine şirk koşmasına(=PANTEİZME) onay vermez. 6-Kısaca yanıt bundan ibaret, velhasılı kelam.Sağlıcakla ve dua ile :)

Enis Hoca müslümanlara selamet tavsiye etti provakasyona karşı. Oysa 1- müslümanların daim selamet içinde olmaları gerekir normalde çünkü selamet ve islam eş anlamlıdır barış ve huzur vs demektir. 2-Müslümanların Türkiye siyasetçileri ve diyanet kurumu başkanlığı "şiddetle" kınadı musaf yakma eylemini. Siyaset böyle kınayabilir ama daim selamet içinde olması gereken diyanet kurumu siyasi söylemle kınarsa tuhaf olur bence. Bunun yerine Diyanet kurumu: Allah bu musafı yakana hidayet versin yanlıştan doğruya döndürsün gibi selamet içinde bir cevap tepki verebilseydi İslama daha uygun olurdu bence. 3- Asıl problem müslüman dediğimiz insanlar ve oluşturdukları grup ve yapıların İslam özünden uzak olmasıdır belki.

Tasavvuf eşittir paralell dindir.

💛💛💛

💛💛💛

Evrim konusundaki söyledikleriniz yanlış. İlk verdiğiniz kuş örneği doğal seçilim denilen şeydir. Orada sivri gagalı olanlara doğru bir dönüşüm yoktur. Sivri gagası olmayanlar ölür gider. Sizin gibi bilim adamonun delilsiz sadece retorikle bu konuyu anlatması bilimsel değildir sadece masalsıdır.

Hocam kelamcılar hangi teoriyi kabul ediyor? Ve bu teorilerin hangisi evrenin sonradan oluşunu iptal ediyor?

Zaman yoktur Tamamen soyuttur beynimizde oluşur

C kuramını savunan biri herhangi bir kesin bilgi iddiasında bulunabilir mi ? Bana biraz mutlak şüpheciliği zaruri olarak getiriyor gibi geldi ama çok zihin açıcı ve en ilginci olduğu kesin. Spot ışık teorisine ek olarak nesnel şimdiyi koysak İslam öğretisiyle en uyumlu görüş olur gibi geldi sizin fikriniz nedir hocam ?

Peki durum sektörünün çöküşü olgusuyla nasıl başa çıkıyorsunuz hocam? Zamanın nasıl düşünüldüğü birşeyi değiştirmez. Bu durumların her üçünde de zamansal alanı aşan bir nedensellik, bilimsel olarak anlaşılamaz.

Sağol enis hocam karışık olan konuyu daha karışık hale getirdin :)

Ağzınıza sağlık Enis hocam, teşekkürler. Aklıma gelen bir suail sormak isterim: peki ihtimalli zaman önermeleri açısından bakıldığında zaman teorileri ne söyleyebilir. Yani 'geçmişte şu olay olmasaydı şimdi şöyle olurdu' yada 'şimdi şöyle olsaydı gelecekte bu olurdu' şeklindeki cümlelere bakış nasıl olur? Bir de bu ihtimallerde gerçekleşeceklerin Allah'ın ilmindeki durumu nasıl açıklanabilir?

Özellikle ateistlern iddialarına yanıt şeklinde videolar çekilirse daha güzel olur

Emeğinize sağlık kardeşim böyle videolara devam edelim lütfen

Vallahi sırf bu videoyu saçma bir şeyler anlatırsın da bende seni takipten çıkarım diye izlemiştim ama sonunda İslâm i deyimleri mantık ve bilim ile açıklayan birine rastladım. Allah razı olsun 🙏

Enis hocam dersleriniz kaydını alıp bizle paylaşsaniz bizde RUclips sayesinde ders almış olurduk